Sen Gittin Ya....!

4 Yorum






Sen gittin ya işte o andan beri ben hep eksik
ruhum karmakarışık gözlerim kan revan
dudaklarımda dökülen senli çümleler
sen gittin ya gidişin yaraladı yüreğimi
sensiziık çok zor geldi bu yaralı yüreğime
yokluğunu alıştıramadım yüreğime alıştıramadım işte....
Sen gittin ya artık ne sen kaldın buralarda neden ben
mutluluğumuza şahit olan nehir kenarında bizden eser yok inan
gökyüzünde ne bir resmin ne bir kokun nede sesin
hepsi gitti senin ardından...


Yazar Ferhat Bayram 03 Kasım 2011 23.15
Devamını Oku

Üsküp Gece Radyosuna Şiirim

4 Yorum






Bu aralar baya bi Üsküp Gece Radyosunu dinler oldum ordaki DJ lere hediye olarak bi Akroşist şiir yazmistim burayada paylaşmak istedim

Ü şüyorum yine sensizlikle
S arılmak istiyor bedenim sıcaklığını hissetmek
K albim yine kanmak istiyor senin sevgine
Ü zmüş olsan kırmış olsan bile yine seni istiyor
P aramparça bir halde olsa bile seni istiyor...

G eçmişi geçmişte brakarak
E n derinden yaralanmış bu kalp
C anından çok sevdğini istiyor
E n masumluğuyla onu istiyor

R azıyım yine acı çekmeye
A şk bu değil mi?
D udaklardan dökülen 2 güzel çümlemi yoksa aşk
Y ada üzülecegini bile bile sevmek mi aşk
O nun hayalıyle yaşamak mı
S öyle bana aşk nedir
U mutla onu beklemek mi....
Devamını Oku

Hayvan Figürlü Yastıklar

7 Yorum







~Hayvan Figürlü Yastıklar~

~Hayvan Figürlü Yastıklar~

~Hayvan Figürlü Yastıklar~

~Hayvan Figürlü Yastıklar~

Bu yasyiklar cok hos ya   sevimli renkli :D bakicam buralarda boyle satiliyormu satilirsa kacirmam alicam birtane  bunlari gorunce insanin uyuyasi geliyor uykusu yoksa bile ki benim gunum cok yorucu gectigi icin  belirli bi saaten sonra gozler kapanir ki bu yastiklar uykun yoksa bile yastik askina uyumaya calisirsin 
Devamını Oku

Bir Dostu Olmalı İnsanın

5 Yorum

Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
"Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;
"Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.
Kucaklamalı seni güvenli kolları,
...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...



Şiirde dediği gibi sizin böyle bir dostunuz var mı ?
Devamını Oku

Blogum değişik bir hal aldı :)

12 Yorum

Merhabalar yine  tema değiştirdim  değişik bir tema oldu bence sizin düşünceniz  ne bilemşycem artık yorum yazmanızla anlıycam :)  bu arada hakkimdaki bolumde kendimi tanitmakla zorluk cekiyorum orasina daga biseyler ekleyecegim :)  iletisim seyside yapmak isterim bakalim oda nasi olucak 
Devamını Oku

Seni Görmeseydim

8 Yorum

Bu şarkı beni çok derinlere götürüyor geçenin bu saatinde dinleyerek uyuyayım bari sizlerede iyi dinlemeler...

Devamını Oku

Marmara Depremi’nde yaşanmıştır bir hikaye

7 Yorum



Her şey güzel olacaktı. Sen, ben ve hayatımız... Hayallerimiz ve hedeflerimiz... Seni tanıyıp sevdikten sonra hayatıma dair verdiğim sözler… Hepsi çok güzel olacaktı, sen de olsaydın…
Seni tanımak, bana hayatı tanımak gibi geldi. Seni tanımak ve senin ideallerini hayata taşıma yolunda beraber olmak için söz vermiş ve bu beraberliği, ömür boyu sürdürme kararımızı nikâhla noktalamıştık. 'Daima mutlu olacağız ve bir gün gelip ölüm muvakkaten ayırsa bile, birbirimizi unutmayacağız.' diye nikâh memuruna söz verdik. Önce kilometre taşımdın, şimdi ise hayat arkadaşım…
Henüz üç aydır seninle aynı evi paylaşıyordum. Henüz üç aydır seninle kitap okuyor, çay içiyor ve hayata aynı pencereden bakıyordum. Evet, henüz üç aydır inanç ve ideallerimizi birlikte paylaşıyor ve henüz üç aydır 'yaşıyordum.'
Mutluydun… Bunu biliyor ve görüyordum. Senin mutluluğun beni de mutlu ediyordu. Seninle sevginin tılsımını çözmüştük. Evet ebedî bir sevginin kaynağının 'birbirine bakmak' değil, 'birlikte aynı yöne bakmak' olduğunu anlıyorduk... Senin baştan beri kalıcı güzelliklere olan bağlılığındı seni bana sevdiren. Allah'ın kalblerimize koyduğu muhabbetullah hissi ve oradan yayılan varlık sevgisi etrafa dalga dalga yayılıyordu. Gece ve gündüzümüz hep o sevgiyle aydınlanıyordu sanki. Huzurluyduk… Ve yuvamızın huzur kaynağı belki de senin geceleri sessizce yaptığın o dualardı. Tâ ki o geceye kadar…
17 Ağustos günü seninle alışverişe çıkmış, epey yürüdükten sonra dönüşte annenlere uğramıştık. Onların dualarını almıştık 'iki dünya mutluluğu' adına. Bulaşıcı bir yanı vardı mutluluğun, bizi görenler de neredeyse bizim kadar mutlu oluyorlardı. Eve geç dönmüştük. Yorgun olmamıza rağmen uyumaya pek niyetimiz yoktu. Sen birer kahve yaptın ve uzun uzun sohbet ettik. Önümüzdeki günler hakkında, hedeflerimiz adına, niyetlerimiz adına konuştuk. Etrafımızdaki insanlara daha çok nasıl faydamız olur, bildiklerimizi nasıl daha çok anlatabilir, bilmediklerimizi nasıl daha iyi anlayabiliriz diye, eserleri nasıl okumalıyız diye, düşündük… O gece bir kez daha inandım senin gönül dünyandaki güzelliklere ve bilmenin sevginin başlangıcı olduğuna…
Saate bakmıştım bir an, üçe geliyordu. "Artık uyumalıyız." diye düşündüm. Sen her gün biraz okuduğun baş ucu kitabından birkaç sayfa okumak istedin. Ben ise tam sana iyi geceler dilemiştim. İşte o an… Ömrümde ilk defa duyduğum o uğultu koptu. Hiç bilmediğim bu uğultu, korkunç bir sallantıya dönüştü. Bu neydi Allah'ım… Sehpanın üzerindeki bardağı bile anında yere fırlatan bu sarsıntı neydi? Evet, Allah'ın Celâl isminin bir tecellisi olan bu sarsıntıyı kabullenmek gerekiyordu, bu bir zelzeleydi… Gözlerindeki mânânın adı ise acziyetten gelen şaşkınlıktı… Hemen elinden tuttum, ayağa kalkıp kapının eşiğine gittik; ama boşunaydı gayretlerimiz… Sallantı toz bulutu haline gelmişti. Biz dışarı çıkamadan tavan üzerimize çökmüştü. Ben senin üzerine düştüm, portmanto ise benim üzerime… Ve sen acı çekiyordun. Çünkü kırılan camlar bacağına batıyor, üstüne üstlük ben de hareket edemiyor ve sana acı veriyordum. Sen o kadar ince ruhluydun ki, beni üzmemek için, kendi acını unutup bana hissettirmemeye çalışıyordun.
On sekiz saat bizi fark etmelerini, feryadımızı duymalarını bekledik. On sekiz saat birbirimizin ellerini tutup birbirimize teselli verdik. O durumda iken bir aralık bana 'Eğer ölürsem, seni orada bekleyeceğim.' dedin. Ve on sekiz saat, kim bilir belki de on sekiz ölümü bekledin.
Aradan dört gün geçmişti. Şehir o şehir değildi. İzmit bambaşka bir mekân olmuştu. Ben felâketi biraz olsun atlatmıştım. Senin durumun ise kötüydü. Doktor, bacağının kesileceğini söyledi. Bunu duyar duymaz ikinci bir zelzele ile dünya başıma yıkıldı sandım. Ama sen hâlâ gülümsüyordun. Sen nasıl bir insandın? Ne dünyaya ne de dünyalığa önem veriyordun. Senin için maddenin ve kaybedecek olduğun bir bacağın hiç önemi yok muydu? Hattâ hayatta kalmanın bile…
Sekizinci gündü… Bir kibrit kutusu gibi yıkılan evler, evlerin altında kalan canlar, ümitler... Çığlıklar, 'Sesimi duyan var mı?'lar... İsyanlar, sabırlar… Nice hikâyeler, mucizeler ve gönüllerde derin bir fay hattı… Şehirde keskin bir ceset kokusu ve insanlarda büyük bir hüzün hâkim… Boş arsalar kireçlenmiş toplu mezarlarla dolu… Evini, annesini, kendisini kaybetmiş insanlar… İnsanların dilinde tek kelime: Deprem.
Fakat sadece bacağın gidecek derken, sen birlikte olacağımız ebedî âleme gittin, geride dolu dolu yaşanmış üç ay ve ideallerini yaşatma azmi kaldı… Elimde, senin en çok sevdiğin çiçek, naif bir kırmızı gülle mezarının başındayım. Artık sen yoksun yanımda, ne de gönül pınarının heyecanları… Sen gittin, geride hüzün, geride ben, gâye-i hayâllerimiz… Şimdi omzumu sıvazlayan yakınlarım, 'Bırakma kendini. Unutur, yeni bir yuvayla yine mutlu olursun.' diyorlar. Aslâ!.. Sen bana o zor dakikalarda ne demiştin? Biz seninle " ötelere" sevdalandık.
Şimdi mezarının başında seninleyim. Bu bize yeter…
Ey benim ötelerdeki eşim ve eş ruhum, bana 'unutursun' diyenlere sadece acı bir tebessümle bakıyorum. Biz seninle sürekli "öteleri" aradık. Sen buldun aradığını. Ben ise yoldayım hâlâ.
İmtihanın bu en zor anında sabır diliyorum Rabb'imden. Ne olur, seni sevdiğimi, her an dua ettiğimi ve sana kavuşacağım günü şafak sayar gibi beklediğimi bil.
Vekillerin En Güzeli'ne emanet ol...

Alinti
Devamını Oku

Blogger En Çok Yorum Yazanlar Eklentisi

Yorum Yaz
Bu örnek  parantezdekı rakamlar  kişikerin blogunuzda kac yorum yazdiğini gösterir


Merhaba  Blogunuzda kim ne kadar yorum yazmış merak mı ediyorsunuz   eh o zaman merakınızı gidermek için altaki kodu  Blogunuza koymak için  Kumanda Paneli -> Tasarım -> Sayfa Öğeleri -> Gadget Ekle -> HTML/JavaScript  giderek  kodu ekleyin 


kodu copy paste yoluyla alın  (:

<script type="text/javascript">
function pipeCallback(obj) {
document.write('<ol>');
var i;
for (i = 0; i < obj.count ; i++)
{
var href = "'" + obj.value.items[i].link + "'";
var item = "<li>" + "<a href=" + href + ">" + obj.value.items[i].title + 
"</a> </li>";
document.write(item);
}
document.write('</ol>');
}
</script>
<script src="http://pipes.yahoo.com/pipes/pipe.run?_render=
json&_callback=pipeCallback&_id=918c4b96efdf63fee389f2f025085904&EntertheURL
=http%3A%2F%2Fferhatbayram.blogspot.com&number=10&Nametobeexcluded=Ferhat Bayram" 
type="text/javascript"></script>


Kodu Kendi Blogunuza  göre ayarlamak için koddki   ferhatbayram.blogspot.com   yazısını bulup kendınıze gore ayarlayın ve  Ferhat Bayram   yazısını bulup kendı isminizi yazın

Kolay Gelsin
Devamını Oku

Yine Yeni Temamla Karşınızdayım

2 Yorum



evet biliyorum burayi takip edenler eh yuh diyceksiniz haklisinizda  facebook temam daha 1 ayini doldurmadan yeni temaya gectim :) umarim artik tema degismem yahu  paylasim yapmiyorum tema degistirdigim kadar bu kacinci temam bilmiyorum ama guzel oldu ya sade hos  sizin dusunceleriniz ne yeni temam guzel olmus mu ?
Devamını Oku

Baba Anneme İyi Bak Olur Mu ?

6 Yorum









Baba,
Anneme iyi bak olur mu?

Benden sana evlat vasiyetidir
Baba, anneme iyi bak! ...

Akşam en heyecanıyla televizyon izlerken,
Sen anneme bak.
Yaşanmışlıklarını göreceksin çocuksu bakışlarında;
Yaşattıklarını, yaşatamadıklarını,
Sana adanmış koskocaman bir ömrü göreceksin bakışlarında

Akşamları geç geldiğinde
Yiyemediği lokmaları göreceksin,
Boğazına dizilen...

Sen kızmayasın diye,
Uyurken komşulara gidişlerini,
Bizim ağzımızı kapatmalarını,
Yüreğinin ağzına geldiği zamanları göreceksin.

Baba, anneme iyi bak!...

-‘'Hanım ben gidiyorum ‘' dediğinde,

Sen merdivenleri inene kadar
Ardından bakan insana bir kez durup,
Merdivenin 5. ci basamağında,
Sen bak!

Gözlerinde sen daha gitmeden
Seni özleyen bir kadın göreceksin.

Sokakta gördüğün arkadaşının sıktığın eli gibi bir kez olsun sarıl ona.

Sıkıca!

Sevgiyle!

Saatlerini harcadığın kahve sandalyesinde,
Yudumlarken bardağından çayını;
Hiç birinin tadının
Annemin çayının tadına benzemediğini fark ederek;
Evde, senin için yemek yapmanın telaşında olan
O kadını düşün.

Koyarak üç beş kuruş
Yarım bıraktığın bardağın yanına, En hızlı adımlarınla koş baba.

Seni terk eden annen gibi,
Ardından bıçaklayan dostların gibi,
Senin kıymetini bilmeyen evlatların gibi değil...

Ne zaman düşsen,
Canın acımasın diye düştüğün yere çimen olan,
Her bayramda senin elini
‘'evimin direği ‘' diyerek öpen o kadına iyi bak baba...

Ne kadar usulca çıksan da merdivenleri
Senin geldiğini daha ilk basamakta anlayan kadına,
Yüzün asıksa, Mutfağında sessizce ağlayan
Ama sana soğanın ne kadar acı olduğunu söyleyen kadına,

Sen hastaneye yattığında;
Ağlarken uyuyan, uyanınca ağlayan;
‘'bu ev çok büyük geldi bana ‘' diyen
Anama iyi bak baba.

Sarıl bu anneler gününde boynuna.
Tut ellerinden, öpüver.

Ve deki ona;

‘'Siyah saçlarımın terk ettiği yıllarımdan geriye,
Bir sen kaldın ve ben
Bir tek sana kaldım.!''


Anama iyi bak baba
Onun gözlerinde sana adanmış

Koskocaman bir ömür göreceksin !!!!


cok guzel bir siir degil mi benim hosuma gitti sizlerlede paylasmak istedim.. annelerimiz degerlidir kiymetini bilelim :(
Devamını Oku

Konu okunma (görüntülenme) sayaçı

13 Yorum



Merhabalar bloguma konuların kac defa okundugunu ( görüntülendiğini) gösteren sayaç koydum blogspot'ta bu ne yazık ki yok malesef Wordpress'de var :/ ama eklenti ile koyulur
artik benimde blogumda oldu insan merak eder paylastigi konunun kac defa okundugunu goruntulendigini gerci admin ayarlarinda var bu ama konuda herkesin gorebilecegi bir sekilde yoktu :/

Devamını Oku

veee Yeni Temam Karşınızda

12 Yorum
blogspot facebook tema

merhabalar yeni temamla karşınızdayım  ne yalan söyleyim blogumda paylaşımdan çok tema değiştirmekle uğraştım  eski temaların hiçbirini beğenmedim bundan önce twitter şeklinde temam vardı ama o tema bazı tarayıçılardan kötü gözülüyormuş  bende onuda değiştirmek zorunda kalmıştım  bu sefer Facebook gibi görünsün dedim nede olsa internete girenlerin çoğu bu temaya alışık  çünkü çoğumuzun facebooku var ama blogda bu temayı görmek alışık olduğumuz bişey değil :)

 umarım sizde beğenmişsiniz  temayla ilgili yorumlarınızı merak ediyorum 
Devamını Oku

Kaç kadını tanıyorsunuz?

3 Yorum

Hayatınız boyunca kaç kadını tanıdınız? Ya da soruyu şöyle soralım, kaç kadını GERÇEKten tanıdınız? Bir kadınabakarken aklınızdan geçenler neler? Her kadın kendi içinde bir yaşamdır.. Yaşamın iniş çıkışları onların da içindedir..
Eğer bir kadına baktığınızda aklınızdan göğüsleri, bacakları ya da kalçaları geçiyorsa asla bir kadınıtanıyamayacaksınız demektir.. Bir kadın duygularıyla vardır.. Güzellik gelip geçici olsa da içindekiler kalıcıdır.. Bir kadını tanıma serüveni hayatın en sürükleyici anıdır.. Kadın herkese sunmaz gerçek yüzünü.. Erkek egemen toplumun açmazları kadını da oyunculuğa iter.. Küçük yalanlar, büyük yalanları doğurur.. Büyük yalanlar dev itiraflara yolculuktur.. İster 15 olsun ister 25 isterse 35, Her kadın bir hikayedir.. Kadının anlamı içindeki hikayelerdir.. Herşeyi bulabilirsiniz orda.. Aşkları.. Hayalleri.. Hayal kırıklıklarını.. Bırakıp gitmeleri.. Sevmeleri.. Çocuklukları.. Zekayı.. Yalanları.. Herşeyi.. Hikayelerin sonu mutlu ya da mutsuz olsun yıllar sonra bile orada kalacaktır..
Erkeğin hayatı kadınları tanıdıkça yükselir.. Kadınları tanıdıkça hayata bakışı değişir erkeğin.. Komplekslerinden arınır erkek, kadınlara değer vermeyi öğrenir.. Değer verdikçe kendi değerinin yükseldiği hisseder.. Değer verilen erkek sürprizlere hazırlıklı olmalıdır.. Herşey vardır bir kadının yüreğinde.. Erkek, düşüncelerinin tek düzeliği içinde anlayışsız olur.. Onlar için yaşam sadece içinde yaşananlardır.. Kadınların yaşamı uzun bir süreçtir.. Bu yüzden farklıdırlar.. Kadınlar oyun oynamayı da severler.. Mesajlarının ardında küçük gizemler yerleştirilmiştir.. Üşüdüm diyen kadın gerçekten üşümüştür belki.. Ama istediği bir palto ya da mont değildir, erkeğin sevgisiyle ısınmak ister..
Hikayeler devam eder.. Hayattaki en güzel yolculuklarsa bir kadını tanıma evresindekilerdir.. Hayatın sırrı bir kadının küçük yüreğinde saklanmıştır.. Her erkek kadınların kendisinde bıraktığı izleri yaşamak zorundadır.. Kadını tanıdıkça izleri artar.. İzler arttıkça sürüklenen yerlerin derinliği de yükselir.. İzlerin kendisini sürüklediği yerler ne kadar derin olursa olsun, adım atmaktan çekinmemelidir.. Orda hayatın özü vardır çünkü.. Hayatın her evresi kadının iç dünyasında saklıdır.. Kadın, çocuktur. Kadın, annedir, Kadın, sevgilidir, Kadın, gizemdir.. Kadın, hayattır.. Kadın herşeydir..
Şimdi tekrar sorun kendinize.. Kaç kadını tanıyorsunuz?
Devamını Oku

Cep telefonunun tarihi

Yorum Yaz
Çalışmalarına 1982 yılında başlanan cep telefonunun hikayesi, kablo döşeme sıkıntısıarama çabasıyla başladı. İlk cep telefonu görüşmesi 1991 yılında Finlandiya’da yapıldı. İlk kısa mesaj ise 1992 yılında atıldı. Daha önceki denemeler sayılmazsa Graham Bell, 10 Mart 1876’da telefonu icat ettiğinde iletişim devriminin önünü açtığının farkında değildi. Yaklaşık 100 yıl boyunca gelişen ama kablosu olduğu için her zaman bir yere bağlı olarak kullanılan telefon, kablo döşeme sıkıntısı yaşayan ülkelerin alternatif arama çabasıyla kablosuz hale geldi.

Devamını Oku

Pazar akşamı TT Arena

3 Yorum

Evet beklenen gun geliyor Galatasarayimiz bu sezon ilk kez arenada sahaya iniyor sezonun ilk macinda beklenmedik bir malubiyet alsak da pazar gunu hersey guzel olucak buna inaniyorum
Devamını Oku

Kuşlar da Ölür

Yorum Yaz
kuşlar





Her sabah böyle ağlar mı Üsküdar
yoksul karanlığında kuşların
aşkın ve umudun bir de acının
rüzgarıyla uçarken bulutlar

Herkesten çok kendime yabancı
yaşadığımdan bir hayli yanlışsam
kim süzer gözlerimden ışığı
ölümü yüreğimde avlamışsam

Çalınsa da inancın alınteri
sessizlikle boğulsa da sesim
şafaklar yazacaktır kimliğini
ufkumu kuşatan denizlerin

Sabah olsun giderim, sen kalırsın
kalır seninle, binlerce kuş cesedi
içimde sönmeyen o diri yangın
ve sessizliği özetlemek hüneri

Aydınlığımdan damlarken umutlar
zulmün ve kederin bir de acının
hâlâ barınağıysa yalnızlığın
artık her sabah ağlasın Üsküdar
Devamını Oku

Yeni Temayla karşınızdayım

3 Yorum
blogumda konu  paylaşımından çok tema değıistirdim durdum  bu son temam twitter tasarımıyla oldu  Türk bloglarında  pek fazla görülmeyen bir tema ben böyle sade olmasını sevdim fazla renkli değil gözlerimizi yormaz

Devamını Oku

Mutlu Yıllar İmparator

1 Yorum



Fatıh hocamızın doğum gününü kutluyorum Galatasarayımızla birçol başarıya imza atmış bir efsanedir o ve yine inanıyorum ki 3. fatıh terim döneminde o beklediğimiz özlediğimiz Galatasarayı göreceğiz  ve yine takımın başında büyük usta FATİH  TERİM oluçak
Devamını Oku

Ruhsuz dolaşan bedenlerin kayıpları

Yorum Yaz

Güvenmek istediğim biri için duydum heyecanı hatırlıyorum kendimi her şeyimle bıraksam bile beni incitmeyeceğini sadece düşündüğüm birini. O hazzın dünya üzerinde hissedilebilecek en erdemli en el değmemiş duygu olduğunu da biliyorum bu bilgiç tavır onun sebep olduğu yok edici yıkımın ruhumdaki ezici baskısına karşı koymama hiç yardımcı olmadığını da. Ve ben kolayca onu da bırakıyorum katran gibi boşluğuma dudaklarıma sebep olan “ böyle değil senin kuruntuların sebep buna güzeli mahvetme becerin yine iş başında onun hiçbir suçu yok “ cümlelerini fısıldıyor kendisine destek olmayan duyguların yoksunluğu ile. Ben katılaşıyorum yalnızlığımı güçlü kılmak pahasına. Yalanlara ne kadar ihtiyaç duyduğumu anlıyorum; ama onları hiçbir zaman yaratma ikiyüzlülüğüne sahip olmadığımı da biliyorum. Ben yine boşluğum kabullenmesi için ruhuma işkence ediyorum. Bu sefer bedenimi atmayı düşündüğüm pencereden mutluluğa sevgiye ve güvene dair bütün umut etmeme neden olan duygularımı atıyorum bu zaman onların intiharı. Beden ölür size değer verenler ağlar. Duygular ölürse eğer ruhunuz ağlar. İşte o noktada siz yok olursunuz. Ben buyum.

Neden hayatımız bir filmmiş gibi bizim izlediğimiz içinde bulunduğumuz yaptığımız her hareketin belli sonuçları önceden tasarlanmış olaylara katlanmak zorunda kaldığımız bir durum diye sorduğum günden beri ben buyum. Çocukken diğer çocuklar gibi günlük tuttuğumu hatırlıyorum onlarınkinden farklı olarak ben ölümü ve yaşamı anlamaya çalışıyordum onlar sabah kalktım dişlerimi fırçaladım yazarken normal değilsin tepkileri o günlerde başlamıştı normal değilsin öyle alışkanlık oldu ki zihnimde onlar normalleşti ben ne olduğumu hala anlamaya çalışıyorum. Bir gün annemin günlüğü okuduğunu öğrendim çok üzülmüştü on yaşımdaki beceriksiz intihar denememdeki kadar değil ama . Doktorlar ve beni sözde önemseyen ve seven insanlar bu duyguların büyünce geçeceğini söylediler ufak bir bunalım yaşıyordum çocuktum ilgiye muhtaçtım dikkat çekmeye çalışıyordum annem ağlarken babam her zamanki gibi benden nefret ederken doktorun ağzından bu cümleler dökülmüştü. Evet büyüdüm ama içimdeki karamsarlık ölümü bilme arzusu yanıt bulamayan sorular da büyüdü. Şimdi on yaşımdaki güce bile sahip değilim bekliyorum izliyorum düşünüyorum hala tat almıyorum ve anlamıyorum. Şimdi normal değilsin diye adlandırılanların içindeyim bir nebze daha rahatım; ama yine de kendimi buraya ait hissetmiyorum bu dünyada bu insanlık hep bir şeylerden yoksun o kadar kopuk ki ne yapsam neresinden yorumlasam elle tutulur bir düzene kavuşturamıyorum bu savruk egoları. 
Devamını Oku

Arka Sokaklar Başlıyor

Yorum Yaz
arka sokaklar yeni sezon

Tam 4 sezondur severek izlediğim dizim başlıyor diziye tekrar engın komser ve zeynep komser geliyor herşey eskisi gibi tam kadro geliyorlar eh yarınli bölüm kaçmaz tabiki
Devamını Oku

Arka Sokaklar Yeni Sezon Fragmanlari

1 Yorum
kanal d nın yayında olan en eskı dızısı olan arka sokaklar yenı sezona bomba gıbı gelıyor..

ıste yenı sezondakı yenı bolumun 2 tane fragmanı



Get Adobe Flash player





Get Adobe Flash player

Devamını Oku

Mourinho'dan Fatih Terim yorumu

Yorum Yaz
Mourinho'dan Terim yorumu


Real Madrid'in Galatasaray'a karşı 2-1 kazandığı 33. Santiago Bernabeu Turnuvası'ndan sonra düzenlenen basın toplantısında konuşan Real Madrid teknik direktörü Jose Mourinho, "Fatih, çok yakın arkadaşım, iyi bir motive edici ve mükemmel bir teknik direktör" diye konuştu.

Real Madrid'in Galatasaray'a karşı 2-1 kazandığı 33. Santiago Bernabeu Turnuvası'ndan sonra düzenlenen basın toplantısında konuşan Galatasaray teknik direktörü Fatih Terim, ''Daha iyi günler yakında bundan emin olabilirsiniz'' dedi.

"Real Madrid ile Bernabeu'da oynamanın ve dünyanın en önemli takımlarından bir tanesiyle böyle bir organizasyonda birlikte olmanın çokgüzel olduğunu'' söyleyen Terim, ''Real Madrid'in bizden daha hazır, daha güçlü olduğu çok açık. Sizi hataya zorlayan Real Madrid gibi bir dev ile oynuyorsunuz. Konsantrasyon eksikliği ve hatalar elbette var. Daha çok yol almamız lazım derken bunu söylüyorum. Önemli dersler çıkaracağımız bir maç. Yavaş yavaş 9 Eylül'e doğru hazırlanıyoruz. Daha iyi günler yakında bundan emin olabilirsiniz'' ifadelerini kullandı.

Galatasaray'a ilk geldiğinde takımın bu kadar çabuk toparlanabileceğini zannetmediğini kaydeden tecrübeli teknik adam, yabancı oyunculardan memnun olduğunu ancak her zaman söylediği gibi Türk ya da yabancı yeni transfere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Bir İspanyol gazetecinin ''Hamit'in Galatasaraylı yöneticilerle konuştuğu ve Real Madrid'de oynamazsa Galatasaray'a gitmek istediğini söylediği iddia ediliyor. Galatasaray, Hamit ile ilgileniyor mu?'' sorusuna da Terim, ''Hamit, bizle böyle birşey konuşmadı zaten böyle bir teklif de etmeyiz. Onun burada oynaması bizim için şereftir. Hamit gibi bir oyuncuya sahip olmak elbette isteriz ama böyle bir konu aramızda geçmedi'' yanıtını verdi.

Bu arada UEFA'nın girişimi sonrasında Futbol FederasyonununFenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nden çıkartması ve ardından Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligi'ne kabul edilmesiyle ilgili de Terim, ''Değerlendirmeyi gerekirse Türkiye'de yaparım. Ama burada şunu söylemek istiyorum. Bu işin kazananı yok. kaybedeni var. Herkes için de bu kayıp geçerlidir. Türk futbolunun kaybettiği yerde kazanan olmaz. Olaya böyle bakmak lazım'' yorumunda bulundu.

Öte yandan Real Madrid'in teknik direktörü Jose Mourinho da, Barcelona ile oynanan Süper Kupa maçında yaşananlarla ve sonrasında olanlarla ilgili sorulara cevap vermedi.

Mourinho, ''Son iki günde olanlardan sonra kendinizi nasıl hissediyorsunuz?'' sorusuna ''Hiç olmadığı kadar iyi'' cevabını verdi.

Portekizli teknik adam, Galatasaray'ı nasıl bulduğuyla ilgili bir soruyu ise daha çok teknik direktör Fatih Terim'e övgüler yağdırarak yanıtladı. Mourinho, ''Fatih, çok yakın arkadaşım, iyi bir motive edici ve mükemmel bir teknik direktör. Bir süre prestijine uygun takımlarda çalışamadı ama şimdi tekrar Galatasaray'da. Çok iyi futbolculara sahip bir kadrosu var. İyi işler yapmasını umuyorum çünkü arkadaşım'' dedi.

Mourinho ayrıca, Nuri Şahin'in kadroya alınmamasının sebebini ise şöyle açıkladı:

''Henüz sakatlığı tam geçmedi. Ama iyiye gidiyor. Oynamaması ve taraftarın onu henüz görememesi üzücü. Benim görüşüm, Madridlilik duygusu olanların çok hoşuna gidecek. Kadromuz kısıtlı ve takımın ona ihtiyacı var
Devamını Oku

Podolski cikmasi

Yorum Yaz
Podolski an meselesi !



Galatasaray transferde Forlan defterini kapatırken, Podolski için kulübü Köln ile kıyasıya pazarlığa girişti.

Sarı kırmızılı kulübün transfer çalışmaları bütün hızıyla sürüyor. Köln'ün golcüsü Lukas Podolski ile kesin anlaşma sağlayan Sarı kırmızılılar, oyuncunun kulübü Köln'ü de pazarlık masasına oturtmayı başardı. Galatasaray'ın Podolski için yaptığı teklife ilk aşamada "kesinlikle oyuncumuz satılık değil" cevabını veren Alman kulübü, Podolski'nin "Ben Galatasaray'da futbol oynamak istiyorum" şeklindeki çıkışı karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Galatasaray, Podolski'nin bonservisi için 7 milyon Euro önerirken, Köln kurmayları 12 milyon Euro'dan pazarlığı başlattı. Sarı kırmızılı kulüpten sızan haberlere göre bu pazarlığın hafta sonuna doğru olumlu sonuçlanması ve Podolski'nin transferinin gerçekleşmesi bekleniyor.

Bu arada Galatasaray'ın transfer girişimlerinde bulunduğu Diego Forlan ise İnter'den gelen sonrasında rotayı İtalya'ya çevirerek, Sarı-kırmızılı kulübün teklifini geri plana attığı öğrenildi. Galatasaray Yönetimi'nin büyük bir bölümünün yaşı nedeniyle karşı çıktığı bu transfer gerçekleşmeyince, Podolski için ödenecek bonservis ücretinde sıkıntı yaşanmayacağı ileri sürüldü.

PODOLSKİ BORSAYA BİLDİRİLDİ

Galatasaray, Lucas Podolski ve kulübü Köln ile resmi görüşmelere başlandığını borsaya bildirdi.

Sarı-kırmızılı ekipten Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Profesyonel Futbolcu Lukas Podolski ve Kulübü FC Köln ile resmi görüşmelere başlanmış olup gelişmelerden kamuoyu haberdar edilecektir." 
Devamını Oku

60 aslan floryada

1 Yorum
Florya'dan 60 Aslan !

Florya'dan 60 Aslan !
Devamını Oku

İlk defa cümlelerimde bir telaş var

Yorum Yaz

can kırığı,hüzün şiirlerinin şairlerine

Yine sana sesleniyorum yar...
İznin olursa yüreğine ihtiyacım var.
Bırak gözlerin gözlerimde kalsın.
Yüreğimin yüreğine söyleyecekleri var...
Sana seni anlatacağım için midir bilmem ama
İlk defa cümlelerimde bir telaş var...
Nefes nefese hecelerim..
Sevdan uğruna bir araya gelmek için savaşıyor harflerim.
Belki de bundan sonra hep kifayetsiz kalacak şiirlerim.
Seni hak ettiğin gibi anlatamayacakları için.
Biliyorum boynu bükük olacak bundan sonra cümlelerim..
Devamını Oku

Bu gece yine uyku tutmadı.

Yorum Yaz

Herkesin uyuduğu saatte uyuyamadım bile
Uyku tutmadı.
Yüzüme sürdüğün elin...sıcaklığı hala duruyor yanağımda desem
Durmaz!
Çok gözyaşı aktı üstüne
O ellerin üşüdü mü bensiz desem Üşümez!
Kim bilir kimi ısıtır yine?
Ne acı bu hayat
Bana kalsaydı sıcaklığın...?
Başka biri ısıtsa desem
Belki! ! ! ! unuturum seni.
Herhangi biri herhangi bir yer olsa
Belki! ! ! uyuturum beni OLMUYOR OLMADI! !
Kaçtığım kadar yakalandım
BU GECE YİNE UYKU TUTMADI...



yazan : ceyhun yilmaz.

Devamını Oku

Aldatıldığınızı nasıl anlarsınız? Aldatıldığını anlamak

Yorum Yaz
aldatan sevgiliyi aldattığıyla aldatmak

1- Farklı kokuyorsa
Aldatıldığınızı nasıl anlarsınız?Sevgiliniz birden yeni bir parfüm kullanmaya başladıysa korkmayın. Ancak giysilerinde ve vücudunda erkekse kadın kadınsa erkek kokusu varsa şüphelenmeye başlayabilirsiniz.
2- Sizinle fazla ilgilenmiyorsa
Bir zamanlar her yaptığınız ve her söylediğinizle ilgilenen sevgiliniz için bütün bunlar önemsiz olmaya başlamışsa iki seçenek var. Ya artık heyecanı bitti ve size verdiği önem azaldı ya da yepyeni biriyle tanıştı. Her iki durumda da ilişkiniz için alarm zilleri çalmaya başlamış demektir.
3- Yalanlarını yakalıyorsanız
Biliyorum sevgiliniz ya da eşiniz dünyanın en dürüst insanı değildi. Ama yine de öyle büyük yalanlar söylemezdi. Şimdi neredeyse her konuda yalanlar mı söylemeye başladı? Üstelik siz de acemice söylenmiş bu yalanları ortaya mı çıkarıyorsunuz? Öyleyse dikkat! İhanet olasılğı büyük.
4- Yaklaşmaktan çekiniyorsa
Eskisi gibi yakın değilse cinsellik konusunda eski günleri arıyorsanız sizinle zaman geçirmekten kaçınıyorsa daha az sarılıpdaha az öpüyorsa sevgilinizin başka biriyle ilgilenmeye başladığı konusunda şüphelenebilirsiniz.
5- Yepyeni bir görünüm
Farklı giysiler giymeye ve sürekli berbere güzellik salonlarına gitmeye başladıysa eyvah... Şimdi burada kritik soru şu: Bu değişim sizin için mi yapıldı? O zaman hemen bağdaştıralım. Hem bir önceki maddede olduğu gibi sizden uzaklaşıyorsa hem de görünümü değiştirmeye çaba harcıyorsa evet aldatılıyorsunuz.
6- Formuna dikkat etmeye başladıysa
Sürekli spor salonuna gidiyor daha sağlıklı yiyecekler yiyor ve kısa zamanda kilo vermeyi amaçlıyorsa bunu kendi sağlığı için yapıyor olabilir. Bu işin iyi tarafı... Ama gelin kötü tarafından bakalım. Spor salonundan çıktıktan sonra telefonu 2 saat kapalı kalıyorsa şüphelenin. Hem de çok şüphelenin...
7- İş saatleri uzuyorsa
Terfi etmediyse ya da çok önemli bir proje üzerinde çalışmıyorsa iş saatlerini uzatmasının arkasında bambaşka bir nedeni var demektir. Ya sizinle sorunu var ya da başka biriyle ilgileniyor olabilir.
8- Cep telefonunu saklıyorsa
İhaneti ortaya çıkaran en önemli unsur cep telefonudur. Erkek ya da kadın sevgilisinin yanında cep telefonunu saklıyorsakapıyorsa sesini kısıyorsa masaya ters koyuyorsa bu hiç normal bir durum değildir. Size onun cep telefonunu kontrol etmenizi söyleyemem. Ama biliyorum siz bir yolunu bulursunuz...
9- Ailesinden dostlarından uzaklaştırıyorsa
Bir zamanlar ailesiyle ve arkadaşlarıyla buluştuğunda sizi de mutlaka götürüyordu öyle değil mi? Son günlerde bu azaldı hatta kayboldu. Artık bu işi tek başına yapıyor size de “Sıkılırsın sen gelme” diyor değil mi? Aldatılıyorsunuz...
10- Saldırgan ve kıskanç olduysa
Durup dururken her söylediğinizi yanlış anlıyorsa ona sorduğunuz en ufak soru bile kavgaya dönüşüyorsa gereksiz kıskançlıklar yapıyorsa her olayda sizi haksız çıkarmaya çalışıyorsa aldatılıyor olma ihtimaliniz çok büyüktür...
Devamını Oku